30 Eylül 2007 Pazar

OLDBOY, 28 Eylül 2007

İlk dakikalarda komedisi bol bir Avrupa filmi gibi duruyor karşımızda film. Çekim açıları, henüz biz konunun içine davet edilmemişken, yönetmenin başarılı bir film sunacağını gösteriyor. Sonra film birden komediden uzaklaşıyor ve daha karamsar bir havaya bürünüyor. Konunun yoğrulurken, Koreli kahramanımızın (Oh Deasu) işi didik didik etmesi, Korelilerin isimlerini hafızada tutmasını beceremeyen benim gibi bir insanı, taze bir hafıza ile devam edebilmek için mola vermeye zorluyor. Oh Deasu, özel hapishanesinden çıkar çıkmaz, fark ettiğim ( ki filmlerin sonunu tahmin konusuna çok başarısız olan biriyimdir ben ) maruz kaldığı cezalandırma yöntemini izlerken, tıpkı Elif Şafak'ın "Baba ve piç"ini okurken yaşadığım, sonunu tahmin edip, üfleyerek bir an önce bitsin dualarını tekrar etmeye başladım.Ancak sıkılganlığım filmin, Monte Kristo Kontu'nu kötü karakter olarak çıkaran muhteşem bir finalle uçup gidiverdi. Çatı katındaki sahne, ufak tepek sıkılganlıkları silip, filmi izlerken aslında keyifli bir zaman geçirdiğimi hatırlattı bana.Çekik gözlülere katmanla gibi bir sıkıntınız yoksa sorun yok ama varsa azcık sabredip mutlaka izlemeniz gereken bir film.
IMDB Puanım: 8
Filmi izlerken aklıma gelenler: Elif Şafak "Baba ve Piç", Eternal Sunshine of Spotless Mind, Alexandre Dumas “Monte Kristo Kontu"

Hiç yorum yok: