28 Eylül 2007 Cuma

CAROLE ALSTON KONSERİ, 21 Eylül 2007 Aksanat

Yeni bir işe başlayıp, kafasındaki dumurları hiç üşenmeden sırtlanıp Aksanat’ın kapısında aldım soluğu. Benimle birlikte konseri izleme şansına yakalayabilme imkanını üç kişiye tanıdım. (Bunu şansı yakalayabilme olarak değerlendiriyorum. Keramet elbette bende değildi, ileri de anlayacaksınız.) Ancak ikisi gelemeyeceğini söyledi, bir diğeri ise trafikte kaçan fırsata yanmaktan, şehre lanet okumaktan ileriye gidemedi. Bilet istanbula yeni gelmiş ve her ne kadar üniversiteyi bitirdim dese de, üniversite birinci sınıf olması ve en azından o yaşlarda olması gereken ufak bir hanımefendiye nasip oldu.
Her neyse Carole Alston sahneye çıktığında arkasında Avusturyalı bir orkestra vardı. İlk defa davulcusunu beğenmediğim bu orkestra ile Carole Alston, benim gibi jazz cahilliği tavana vurmuş seyircileri karşısında, jazz tarihinden kronolojik olarak 12 zenci kadının eserlerini seslendirdi. Şanatçıların ve şarkıların öykülerini anlattı, söylemeden önce. Konsere hakim olan konu ise Amerika’da zencilere yapılan ayrımcılıktı. Tarihten kesitler sundu. Şarkılarında buna duyduğu kini ve nefreti izleyicilere birebir yansıttı. Söylediği aşk şarkılarında ise, bir kadının ne kadar tutkulu bir şekilde aşık olabileceğini de gösterdi. Billie Holiday, Ella Fitzgerald, Nina Simone, Bessie Smith gibi şarkıcılardan şarkılar söyleyip, sanki “jazzın kraliçeleri bunlardır, bu işi sevmek istiyorsanız, işte size rota” der gibi durdu gecede.
İnanılmaz bir konserdi. Keşke hiç bitmese denecek türden...

Hiç yorum yok: